Bilinçsiz antibiyotik kullanımı, probiyotik bakterileri de öldürüyor

EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Sevcan Erdinç İçen, çeşitli nedenlerle mikropları yok ederken, vücudumuz için yararlı  canlı organizmaları da yok ettiğimizi söyledi. İçen, "Probiyotik bakteriler, bedenimizde olması gereken canlı organizmalardır. Antibiyotiklerin bilinçsizce kullanımı, işlenmiş gıdalar ve aşırı hijyen takıntısı, vücut florasının bozulmasına neden olmaktadır. "dedi.

EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Sevcan Erdinç İçen, çeşitli nedenlerle mikropları yok ederken, vücudumuz için yararlı  canlı organizmaları da yok ettiğimizi söyledi. İçen, Probiyotik bakteriler, bedenimizde olması gereken canlı organizmalardır. Antibiyotiklerin bilinçsizce kullanımı, işlenmiş gıdalar ve aşırı hijyen takıntısı, vücut florasının bozulmasına neden olmaktadır. dedi.
Türkiye'nin öncü ecza kooperatifi EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Sevcan Erdinç İçen, probiyotik ve prebiyotikler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Genellikle bakteri ve diğer mikroorganizmaların zararlı olarak düşünüldüğünü, oysa birçok mikroorganizmanın vücudumuzun düzgün çalışmasına yardımcı olduğunu belirten EDAK Yönetim Kurulu Üyesi İçen, açıklamalarına şöyle devam etti; Bağırsaklarda normalde bulunan bakterilerin yiyecekleri sindirmek, hastalık yaratan mikroorganizmaları yok etmek ve vitaminler üretmek  gibi birçok konuda işlevi vardır. Bağırsaklarda  yaşayan bakterilerle, insan vücudu arasında “simbiyozis” olarak adlandırılan iki tarafında faydalandığı bir ilişki bulunur. Yetişkin bir insanın bağırsaklarında bulunan faydalı bakteri miktarı, toplam hücre sayısının neredeyse 10 katıdır. Ancak insan sağlığı için zararsız ve hatta faydalı olan bu bakterilerin çeşitli nedenlerle azaldığı durumlar mevcuttur. Bu nedenler arasında, bilinçsiz antibiyotik ve ilaç kullanımından, yanlış beslenme alışkanlıklarına, aşırı hijyen takıntısından, annelerin doğum tercihine dek birçok etkeni sayabiliriz.

Antibiyotikler faydalı bakterileri de yok eder

İçen, dünyada en çok antibiyotik kullanan ülkeler arasında ilk sırada yer alan ülkemizde, reçetesiz antibiyotik satışının yasaklandığını vurguladı. Buna rağmen, gerekli olan durumlarda antibiyotik ve diğer bazı ilaçların kullanımında zararlı patojenlerin  yanı sıra vücudumuz  için faydalı bakterilerin de  yok edildiğini söyledi. İçen, bu gibi durumlarda probiyotik gıda takviyesi kullanımı için mutlaka hekiminize ve eczacınıza danışın uyarısında bulundu.

Normal doğum tercihi ve anne sütü alımı da etkiliyor
Annelerin doğum tercihi sezaryen olduğunda, çocuklarda solunum yolu alerjisinin daha sık görüldüğünün bildirildiğini aktaran İçen,  bunun nedeni vücuda faydalı bakteriler ile kolonizasyonun normal vajinal yoldan doğan bebeklere göre daha geç olmasına bağlandığını belirtti. İçen, doğumdan sonra anne tarafından emzirilerek beslenen çocuklarda normal mikrobiyal floranın oluşumunda, Bifidobakteri gibi bazı laktik asit bakterilerinin yanında annenin cildinden geçen bakterilerin de normal flora gelişiminde önemli rol oynadığını söyledi.

 

Aşırı hijyen takıntısı
Annelerin aşırı hijyen takıntısı ve çocukların sokakla geç tanışmalarının da normal floranın oluşumunu olumsuz etkileyebildiğini söyleyen İçen, bu durumun çocuklarda atopik- dermatit ve alerji gibi hastalıklara yatkınlığı  artırabildiğini belirtti.

 

Sofranızdan soğan, sarımsak ve ev yoğurdu eksik olmasın

 

Halk arasında prebiyotik ve probiyotiklerin karıştırıldığını belirten İçen,  prebiyotiklerin  bakteri olmadığını, insan vücudu tarafından sindirilemeyen ama probiyotiklerin çoğalması ve bağırsakta tutunması için önemli olan karbonhidratlar olduğunu söyledi. İçen, Prebiyotikleri insan vücudu sindiremediği için prebiyotik besinler ne kadar çok tüketilirse, probiyotik bakterilerin sayısı artar ve onlara vücudumuzda daha uzun süreli ev sahipliği yaparız dedi. Prebiyotik ve probiyotiklerin bu denli geniş bir  etki alanına sahip olmasının temel nedeni birçok hastalığın doğrudan veya dolaylı olarak mikrobiyal floranın bozulmasıyla ilgili olduğunu  söyleyen İçen, Prebiyotik ile probiyotikler bu mikrobiyal florayı koruyarak veya yerine koyarak tedaviye destek olmaktadırlar. Özellikle yan etkilerinin yok denecek kadar az olması en büyük avantajları olarak görülmektedir. Muz, kuşkonmaz, sarımsak, buğday, yulaf, arpa (ve diğer tam tahıllar), keten tohumu, yer elması, soğan, pırasa,  hindiba, baklagiller  gibi gıdalarda prebiyotikler doğal olarak bulunur. Ayran, yoğurt (özellikle evde mayalanmış), süzme peynir, kefir, turşu, pastörize edilmemiş zeytin de doğal probiyotik besinlerdir ve bunları bolca tüketerek bağırsak florasının koruyuculuğunu artırabiliriz dedi.