Dikkat! Her Şişlik ve Kızarıklık Alerji Olmayabilir

Deri ve mukozalarda veya iç organlarda tekrarlayan kaşıntısız şişlik atakları, ender rastlanan kalıtsal bir hastalık olan Herediter Anjioödem’in belirtileri olabilir. Bazen aşikar olmayan belirtiler yüzünden konulan yanlış tanılar, daha ciddi sorunlara yol açabilir.

Dikkat! Her Şişlik ve Kızarıklık Alerji Olmayabilir

Deri ve mukozalarda veya iç organlarda tekrarlayan kaşıntısız şişlik atakları, ender rastlanan kalıtsal bir hastalık olan Herediter Anjioödem’in belirtileri olabilir. Bazen aşikar olmayan belirtiler yüzünden konulan yanlış tanılar, daha ciddi sorunlara yol açabilir.

Dikkat! Her Şişlik ve Kızarıklık Alerji Olmayabilir
16 Mayıs 2022 - 15:52

Dünya Herediter Anjioödem Günü ilan edilen 16 Mayıs’ta toplumda ve hekimlerde farkındalığı arttırmak amacıyla tüm dünyada çeşitli aktiviteler düzenleniyor. Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) de ülkemizde hekimler ve toplum tarafından yeterince bilinmeyen bu hastalığın daha iyi tanınması için ‘Herediter Anjioödem Tanı ve Tedavi Rehberi’ yayınladı.

Yüzde ya da vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan şişme atakları, akla hemen alerjik atakları getirse de bu şişmeler her zaman alerji olmayabilir. Deri ve mukozalarda, iç organlarda, gırtlak veya ağız içinde meydana gelen şişmeler, nadir rastlanan kalıtsal bir hastalık olan Herediter Anjioödem'in belirtileri de olabilir. Hekimlerin hastalığı yeterince bilmemeleri yanlış tanı ve tedaviye yol açarak sorunu daha da ağırlaştırabilir. Bu yüzden 16 Mayıs, dünyada Herediter Anjioödem Günü olarak kabul ediliyor ve her yıl 16 Mayıs’ta toplumda ve hekimlerde farkındalığı arttırmak amacıyla tüm dünyada çeşitli aktiviteler düzenleniyor.

Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) de, bünyesinde 2009 yılında kurulmuş olan Herediter Anjioödem Çalışma Grubu’nun da katkılarıyla hastalık konusundaki farkındalığı arttıracak çalışmalar yapıyor.  

AİD, ülkemizde hekimler ve toplum tarafından yeterince bilinmeyen bu hastalığın daha iyi tanınması için Nisan 2022’de ‘Herediter Anjioödem Tanı ve Tedavi Rehberi’ni yayınladı. Rehber, Çalışma Grubu’nun önderliğinde Türkiye’nin değişik yerlerinden Herediter Anjioödem konusunda deneyimli bilim insanlarınca hazırlandı.  Doktorlar için teşhis ve tedavide kaynak olacak rehberin editörlüğünü Prof. Dr. Aslı Gelincik ve Prof. Dr. Mustafa Güleç üstlendi. AİD, bu çalışmanın yanı sıra Ankara, İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Konya’da hem rehberin tanıtımını sağlamak ve hem de hekimlerin Herediter Anjioödem hakkındaki farkındalığını arttırmak amacıyla hastalığın tanısı ve tedavisiyle ilgili eğitim toplantıları gerçekleştiriyor.

Nadir bir hastalık olan Herediter Anjioödem Akla Gelmiyor!

AİD Herediter Anjioödem Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Gül Karakaya, 16 Mayıs Dünya Herediter Anjioödem Günü dolayısıyla şu açıklamayı yaptı:

“Herediter Anjioödem (HAÖ) vücudun değişik organlarında şişme (anjioödem) atakları ile seyreden, nispeten nadir görülen ve kalıtsal bir hastalıktır. Dünyada sıklığı 1/10.000 ile 1/50.000 arasında değişmektedir. Ülkemizde akraba evliliği sayısının fazla olması nedeniyle aslında daha sık olması beklenmekle birlikte ülkemizdeki gerçek sıklık ve hasta sayısı henüz bilinmemektedir. Tanıda en büyük güçlük hekimlerin hastalığı yeterince bilmemeleri ve böyle bir hastayı incelerken Herediter Anjioödem’i ön tanılar arasında akla getirmemeleridir. Bu nedenle hastalık genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde başlamasına rağmen ülkemizdeki hastalar çoğunlukla erişkin yaşlarda tanı alabilmektedir.”

Genellikle hastaların şişme şikayetleriyle (anjioödem) hastaneye başvurduklarına değinen Prof. Dr. Gül Karakaya, “Bu tarz başvurularda akla hemen alerjik şişme atakları geliyor ve hastalar alerji kliniklerine yönlendiriliyor. Bu nedenle alerjik bir hastalık olmamasına rağmen bu hastalığın tanı, tedavi ve izlemi daha çok immünoloji ve alerji uzmanlarınca yapılmaktadır” dedi.

 

Yanlış Teşhis Gereksiz Ameliyata Sebep Oluyor!

Şişmelerin yüzde ve vücudun değişik yerlerinde ve deride de olabileceğini anlatan Karakaya, “Bu şişliklerin en tehlikesi boğaz, gırtlak veya ağız içinde meydana gelenleridir. Bu durum nefesin tıkanmasına yol açacağı için hayatı tehdit edebilir” diye konuştu. Bağırsaklarda meydana gelecek bir ödemin şiddetli karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi semptomlara yol açabileceğini ve bu belirtilerin hekimlerini yanıltabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Karakaya, şöyle devam etti:

 “Bağırsak atakları gereksiz karın ameliyatlarına yol açabilmektedir. Bazen de bu hastalara yanlışlıkla ülkemizde nispeten daha sık olan ve karın ağrısı atakları ile seyreden Ailevi Akdeniz Ateşi tanısı koyulmakta ve bu hastalığa yönelik tedavi başlanmasına rağmen hastanın şikayetleri devam etmektedir.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum