Sağlıklı öfke bireyde üretkenliği artırıyor

  Sağlıklı, evrensel ve doğal bir duygusal tepki olarak tanımlanan öfke, sağlıklı bir şekilde ifade edildiğinde işe yarıyor ve üretkenliğe katkı sağlayabiliyor. Son yıllarda ise öfke kontrolü için “Dur, düşün ve davran” modeli uzmanlar tarafından öneriliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, öfke ve öfke kontrolü hakkında konuştu.  

Sağlıklı öfke bireyde üretkenliği artırıyor

  Sağlıklı, evrensel ve doğal bir duygusal tepki olarak tanımlanan öfke, sağlıklı bir şekilde ifade edildiğinde işe yarıyor ve üretkenliğe katkı sağlayabiliyor. Son yıllarda ise öfke kontrolü için “Dur, düşün ve davran” modeli uzmanlar tarafından öneriliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, öfke ve öfke kontrolü hakkında konuştu.  

Sağlıklı öfke bireyde üretkenliği artırıyor
13 Ekim 2022 - 09:42

Solin Çekin, öfkenin çoğunlukla kişinin ihtiyaçlarının doyurulmaması, planlarının engellenmesi, haksızlığa uğranılması ya da karşılanmayan beklentilere karşı açığa çıkan doğal bir duygusal tepki olduğu bilgini vererek, burada önemli olanın öfkenin ifade ediliş biçiminin olumsuz olduğunu söyledi. Öfkenin, sağlıklı bir iletişim içinde var olabildiği gibi davranışsal bir takım eylemlerle de açığa çıkabildiğini belirten Solin Çekin, birey tarafından kabul edilen, anlaşılan, sağlıklı ifade edilmeye çalışılan bir öfke duygusunun işe yarayan ve üretken olmaya götüren bir durum olduğunu ifade ederek, “Oysa kontrol edilemeyen, bastırma ya da inkâr ile yok sayılmaya giden öfke bireyin hem kendisi hem de çevresi için zarar verici bir potansiyel taşıyor” dedi.
 
Öfke anında sakin kalmak büyük önem taşıyor
 
Öfke anında sakin kalmanın büyük önem taşıdığını belirten Solin Çekin şu ifadeleri kullandı:
 
 “Sürekli hale gelen, insanları kaygılandıran birçok yaşamsal faaliyetler ve bu faaliyetlerin sebep olduğu ekonomik, sosyal ya da duygusal olumsuzluklar kişilerde öfke uyandırabiliyor. Elbette öfke tanımını yapabilmek için öncelikle ‘duygu’ kavramının ne olduğunu tanımlayabiliyor olmak gerekiyor. Duygular yaşantılarımıza eşlik eden, yaşanılan olaylardan ve durumlardan etkilenen, bu yaşantıları etkileyen önemli psikolojik bileşenlerden birisidir.”
 
Birçok araştırmanın, şiddet ve öfke eğilimleri ile bu doğrultuda meydana gelen saldırgan eylemlerin genel olarak limbik sistem, frontal lob ve temporal lobla ilişkili olduğunu belirttiğini söyleyen Çekin, tabii ki çocukluk çağında şiddete tanıklık etmek, şiddete birebir maruz kalmak, kalabalık ortamda yaşamak, ağır yoksulluk durumları, aile yapısında bozulmalara sebep olabilecek sosyoekonomik nedenler, psikiyatrik hastalığa sahip olmak, yaşanan sürekli stresli olaylar, serotonin metabolizmasında dengesizlikler, premenstrual dönem içerisinde meydana hormonal dengesizlikler ve alkol/uyuşturucu kullanımının da öfke eğilimini artırdığını aktardı. Uzun süreli şiddete ya da kontrolsüz öfkeye maruz kalmanın da bireyde değersizlik, çaresizlik, yetersizlik gibi daha birçok olumsuz duygulanımı beraberinde getirdiğini açıklayan Solin Çekin, ayrıca kişiler arası sorunlu iletişimler, çalışma yaşamında işlevsellikte düşüşler ve boşanmalar gibi olumsuz yaşamsal olayların da beraberinde geldiğine dikkat çekti.
 
Solin Çekin açıklamasının devamında öfkeyi sağlıklı biçimde ifade etme becerisi kazanmanın “öfke kontrolü” olarak tanımlandığını ifade etti. Öfke kontrolünde temel amacın saldırganlıktan uzak, şiddete dönüşmeden, bireyin kendisine ve çevresindeki kişilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanması olduğunu vurgulayan Solin Çekin, öfke kontrolünde doğru yöntemin kişiden kişiye değişmekle birlikte ilgili yöntem belirlenirken kişinin kendi yaşam tarzı, kişilik özellikleri, bu yöntemi uygularken rahatsızlık etmemesi gibi faktörlerin de dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti.  
 
Solin Çekin, öfkeyi kontrol etmede kullanılan bazı genel yöntemleri ise şu şekilde açıkladı:
 

  • Kışkırtılan noktaları tanımlayabilmek ve yüzleşebilmek, 
  • Yönergeli cümleler kullanmak. Örneğin ‘öfkenin seni ele geçirmesine izin verme, derin bir nefes al’ şeklinde olmalı,
  • Duyguları daha net tanımak ve farkında olmak. Böylece beklentilerimiz ve doyurulmamış isteklere karşı ne hissettiğimizi daha iyi bileceğimiz için daha sağlıklı bir iletişim içinde olabileceğiz,
  • Öfkenin ABC’sini bilmek. Öfkeye yol açan sebepler, davranışlar ve sonuçlar karşısında dur, düşün ve davran modelini uygulamak kontrolü kolaylaştıracaktır,
  • Bizi kışkırtan ya da öfkelendiren olaylardan kendimizi uzak tutmaya çalışmak gibi yöntemler geliştirilebilir. Eğer tüm bunlara rağmen kişi birtakım değişimler içine giremiyorsa ve öfke zamanla fiziksel şiddet, bağırma, etrafı kırıp dökme gibi eylemlerle açığa çıkıyorsa bir psikolog ya da psikiyatrist desteği alınması gerekiyor.
 
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum