KALP KAPAK HASTALARI DİKKAT…

KALP KAPAĞINDA DİKİŞSİZ AMELİYAT…

KALP KAPAK HASTALARI DİKKAT…

KALP KAPAĞINDA DİKİŞSİZ AMELİYAT…

KALP KAPAK HASTALARI DİKKAT…
15 Ekim 2015 - 12:25

KALP KAPAĞINDA DİKİŞSİZ AMELİYAT…

EN SON TEKNOLOJİ BİYOLOJİK KALP KAPAKLARI HAYAT KURTARIYOR… PROF. DR. SELİM

İSBİR : ‘‘BAZI HASTALARDA KALBİ DURDURMADAN, GÖĞÜS KAFESİNİ AÇMADAN, KASIKTAN

ANJİYO YAPAR GİBİ GİREREK AORT KAPAĞI DEĞİŞTİRMEK MÜMKÜN.’’

İnsan kalbi 4 odacıktan oluşan bir pompa olarak tanımlanabilir. Kalpte bu odacıklar ile iki büyük damar

arasında kan akımını düzenleyen ve akımın tek bir yönde olmasını sağlayan kapaklar bulunuyor. Bu

kapakların kireçlenmesi ile daralma veya bazı durumlarda ise yetersizlik ortaya çıkabiliyor.

Marmara Üniversitesi, Pendik Eğitim  Araştırma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim

Üyesi Prof. Dr. Selim İsbir, insanda 4 adet kalp kapağının bulunduğunu kaydediyor. “Bunlar, mitral, aort,

triküspid ve pulmoner kapak adını alırlar. En sık Aort ve Mitral kapaklarda hastalık görmekteyiz.

Kapak hastalıkları doğumsal ve sonradan oluşabilir. Ülkemizde son yıllarda özellikle yaşlı nüfusun

artması ile Aort kapakta kireçlenme ile ortaya çıkan hastalık daha sık görülmeye başlandı. Gene

mitral kapakta kireçlenme veya yapısal bozukluklarla kanın geriye kaçması ve ayrıca kalp krizi

sonrası mitral kapakta yetmezlik adı verilen hastalıklarda sık görülmektedir.”

KALP KAPAK HASTALIKLARI ERKEKLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYORProf. Dr. İsbir, kapak

hastalıklarının erkeklerde, kadınlara oranla daha sık görüldüğünü vurguluyor; “Yaşla görülme sıklığı

artmaktadır. 70 yaş üstünde bu oran %10’ların üstündedir. Kapak hastalığı olan kişilerde en belirgin

belirti nefes darlığıdır. Önce eforla ortaya çıkan bu belirti hastalığın ilerleyen dönemlerinde istirahat

halinde de ortaya çıkar. Bunun dışında ritim bozuklukları sıkça görülür. Ayrıca Aort kapak

hastalıklarında bayılma ve göğüs ağrısı önemli belirtilerdendir.”

Prof. Dr. İsbir, küçükken geçirilen romatizmal ateşin de kapak hastalıklarına neden olduğunu, fakat bu

durumun artık daha az görüldüğünü belirtiyor. “Romatizmal Ateş, günümüzde artık daha az sıklıkla

gördüğümüz bir tablodur. Ülkemizde çocukluk çağında enfeksiyona bağlı romatizmal ateş görülme

sıklığı azalmıştır. Öte yandan doğumsal kapak hastalıklarının bazı formlarında genetik etkisi vardır.”

diyor.

Kapak hastalıklarında nihai tedavinin cerrahi olduğunu belirten Prof. Dr. İsbir; “Cerrahi tedavi iki ana

gruptan oluşur. Birincisi bazı kapaklarda uygulanabilen tamir yöntemidir. Bu yöntem özellikle

‘mitral’ kapakta bazı durumlarda son derece başarılı olan bir yöntemdir. İkincisi ise kapağın protez

kapak ile değiştirilmesidir. Hastalar genel durumlarına göre 1-2 gün süre ile yoğun bakımda kalırlar.

Hastanede kalış süresi ise yaklaşık 5-7 gün arasında değişmektedir…”

TAMİR, MİTRAL KAPAKTA MÜMKÜNProf. Dr. Selim İsbir, kapak tamir ameliyatlarının sıklıkla mitral

kapak için yapıldığını vurguluyor. “Kapak tamir ameliyatları, sıklıkla mitral kapağın yapısal

bozukluklarına bağlı kanın geriye kaçması veya geçirilen bir kalp krizi sonrasında gene mitral

kapakta kanın geriye kaçması durumlarında sıklıkla uyguladığımız bir yöntemdir. Daha az sıklıkla

diğer kapaklarda da uygulanabilmektedir. Çok kireçli kapaklar ise tamir için uygun değildir.”

BİYOLOJİK KAPAKLARDA UZUN SÜRE KAN SULANDIRICI İLACA GEREK OLMUYORKapak

hastalıklarında duruma göre mekanik ve biyolojik kapak kullanıldığının altını çizen Prof. Dr. Selim İsbir;

“Mekanik kapakların dezavantajı ömür boyu kan inceltici-sulandırıcı bir ilacın kullanılması

gerekliliğidir. Kan sulandırıcılar doğru kullanılmadığı takdirde son derece tehlikeli ilaçlardır. Öte

yandan biyolojik kapaklar ise uzun dönem kan sulandırıcı ilaç kullanımına gerek duymazlar.

Dolayısıyla büyük bir avantaja sahiptirler. En büyük dezavantajları ise mekanik kapaklara oranla

daha kısa süreli olmalarıdır. Son yıllarda gelişmelere paralel bu kapakların ömrü 15-20 yıla kadar

çıkmıştır.”

GENÇ HASTALARA MEKANİK, YAŞLI HASTALARA BİYOLOJİK KAPAKProf. Dr. İsbir, kime hangi

kapağın takılacağına hastanın yaşı, hayat tarzı, ek hastalıklarının olup olmamasına göre karar verildiğini

ifade ediyor. “Genel olarak kabul edilen görüş genç hastalara mekanik kapak yaşlı hastalara ise

biyolojik kapak yönündedir. Ancak bu durum kapak teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak son

yıllarda değişmektedir. Biyolojik kapakların daha dayanıklı ve güvenilir hale gelmesi genç hastalarda

da kullanımının önünü açmıştır. Çoğu genç hasta “kan sulandırıcı” kullanmak istemediğinden

biyolojik kapaklara yönelmektedir. Dolayısıyla hasta ile karşılıklı konuşarak onun için en uygun kalp

kapağını seçmekteyiz.’’DİKİŞSİZ KALP KAPAĞI AMELİYATI YAŞLI HASTALARA BÜYÜK AVANTAJ

SAĞLIYORProf. Selim İsbir, aort kapağı hastalıklarında dikişsiz ameliyatın mümkün olduğunu belirtiyor.

“Dikişsiz kalp kapakları en son teknoloji biyolojik kalp kapakları olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla

biyolojik kalp kapağı için uygun olan hastalarda kullanılabilir. En büyük avantajları ameliyatın kısa

sürmesi dolayısıyla kalbin makineye daha az bağlı kalmasına olanak tanımasıdır. Bir diğer

avantajları ise ameliyatın küçük kesiden yapılmasına olanak tanır. Ülkemizde son yıllarda belirli

merkezlerde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle yaşlı hastalarda ameliyat süresini kısaltması

açısından avantajlıdır.”

Prof. Dr. Selim İsbir; “Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ufak kesiden ameliyat her hasta için uygun

değildir. Dolayısıyla her hasta kendi içerisinde değerlendirilmeli ve uygunsa bu yöntem

uygulanmalıdır. Aksi takdirde hasta bu işlemden zarar görebilir. Öte yandan uygun hastalara

uygulandığında ufak kesi, daha az kanama ve solunum problemine yol açar ve özellikle yaşlı

hastalarda yara iyileşmesi daha çabuk olur. Klasik cerrahi teknikte göğüs kemiği tümüyle kesilerek

aort kapağı değiştirilir. Mini Aort kapak değişiminde ise göğüs kemiği üstten 5-6 cm’lik ufak bir kesi

ile açılır ve ameliyat bu ufak kesiden gerçekleştirilir. Bu teknik hastaların daha kısa sürede normal

hayata dönmelerini sağlar.’’

Prof. Dr. Selim İsbir Türkiye’de yaklaşık 1 buçuk milyon kapak hastası olduğunun altını çiziyor. “Öte

yandan kapak hastalığı görülme oranının yaşla orantılı olarak arttığını söylemek mümkün. Batı

toplumuna baktığımızda 70 yaş üstünde görülme oranının %10-15 arasında değiştiğini söyleyebiliriz.

Bu rakamları dikkate aldığımızda ülkemizde yılda 15-20 bin civarında kapak ameliyatının yapılması

gerekir. Ben bu rakamlara ulaştığımızı düşünmüyorum. Zira Türkiye’de yılda toplam 75 bin civarında

kalp ameliyatı yapılmaktadır.”

KALP KAPAK HASTALARI DİKKAT… Prof.Dr. Selim isbir kalp kapak hastalarına önemli uyarılarda

bulunuyor:“Ameliyattan korkup geç kalındığında, yapılan ameliyat tam olarak etkisini gösteremez ve

durum çok daha riskli hale gelir. Özellikle ritim bozukluğu ortaya çıkmadan bu ameliyatların

yapılması gerekir. Hastalar kapaklarına iyi bakmalıdırlar. Mekanik kapaklar için konuşacak olursak

dikkat edilmesi gereken en önemli husus, “kan sulandırıcı” ilacın düzgün kullanılmasıdır. Bu ilacın

kan seviyesinin istenilen düzeyin altında olması durumunda kapak üzerinde pıhtı oluşması ve bu

pıhtının hastada felç dahil ölümcül sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Kan seviyesinin

istenilen düzeyin üstünde olması durumunda ise kanama en önemli komplikasyon olarak karşımıza

çıkar. Kapak hastalarında diğer önemli bir husus ise enfeksiyondur. Vücudumuzda yabancı bir cisim

olduğunda enfeksiyon çok kolaylıkla bu yabancı cismin üzerine gelip oturabilmektedir. Protez

kapaklarda aslında birer yabancı cisimdir. Dolayısıyla enfeksiyondan korunmak kapak hastaları için

çok önemlidir. Hastalar vücutlarına bir girişim yaptıracaklarında mutlaka doktorlarına danışmalı ve

enfeksiyona karşı gerekli önlemleri almak durumundadırlar.’’

YORUMLAR

  • 0 Yorum